Pankreas - Doç. Dr. Nuri Okkabaz https://www.nuriokkabaz.com Kolorektal, Kolon ve Rektum Cerrahisi Wed, 06 Mar 2024 02:46:26 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.6.2 https://www.nuriokkabaz.com/wp-content/uploads/drno_icon2-75x75.webp Pankreas - Doç. Dr. Nuri Okkabaz https://www.nuriokkabaz.com 32 32 Kanser çevre organlara ilerlemişse nasıl tedavi edilir? https://www.nuriokkabaz.com/kolorektal-hastaliklar/kanser-cevre-organlara-ilerlemisse-nasil-tedavi-edilir/ Wed, 27 Dec 2023 23:43:13 +0000 https://www.nuriokkabaz.com/?p=18800 Sindirim sistemi kanserlerinde tomografi ya da MR gibi radyolojik tetkiklerde kanserin çevre doku veya organlara yapışma olur. Kolon kanserinin ince bağırsağı tutması, mide kanserinin dalağı tutması, rektum kanserinin prostatı ya da rahmi tutması, pankreas kanserinin portal damarları tutması bunlara örnek olarak verilebilir.

Kanser çevre organlara ilerlemişse nasıl tedavi edilir?]]>
Sindirim sistemi kanserlerinde tomografi ya da MR gibi radyolojik tetkiklerde kanserin çevre dokulara ya da organlara invaze (yapışma/tutunma) olduğu görülebilir. Bazı hastalarda ise ameliyat anında benzer bir durum fark edilebilir. Kolon kanserinin ince bağırsağı tutması, mide kanserinin dalağı tutması, rektum kanserinin prostatı ya da rahmi tutması, pankreas kanserinin portal damarları tutması bunlara örnek olarak verilebilir.

Radyolojik tetkiklerde kanserin çevre organlara yapışmış olduğu görülürse kanserin kaynaklandığı organa ve tutulan doku/organa göre tedavi kararı verilir. Bazı tümörlerde kemoterapi ve/veya radyoterapi ile tedaviye başlanıp belli bir süre sonra ameliyata geçildiği gibi bazı tümörler direkt ameliyat edilerek ortadan kaldırılmaya çalışılır. Cerrah ameliyata almadan önce çok iyi bir radyolojik değerlendirme yaparak kanserin kaynaklandığı organla birlikte hangi organın çıkarılacağına karar verebilmelidir. Diğer yandan radyolojik tetkiklerde net olmayan fakat ameliyat esnasında yapışıklık tespit edebilme ihtimalini hesaba katmalı, hem hasta ve yakınlarını hem de kendini ek organ çıkarma ihtimaline hazırlamalıdır.

Bu aşamada şu soru akla gelebilir “Kanserin kaynaklandığı organı almak yetmiyor mu ki yapıştığı organı da alıyorsunuz?”. Tahmin edileceği üzere kanserin çevre organlara yapışması kanser hücrelerinin yanındaki organın içine girmeye başladığının göstergesi olabilir. Kanserin yapıştığı organı yerinde bırakarak sadece kanserin kaynaklandığı organı çıkarmak kanser hücrelerinin karın boşluğuna yayılmasına ve hastalığın ilerlemesine yol açabilir.

Akla gelebilecek diğer bir soru ise “kanserli dokunun çevre organlara yapışması illaki kanserin ilerlemesi nedeniyle mi olur?”. Bu soruyu iki şekilde ele alabiliriz. Tomografi ya da MR’da bariz bir şekilde kanserin çevre organa girdiği görülüyorsa bu vakalarda herhangi bir şüphe yoktur. Bu grupta olup ameliyat edilme şansı olan hastalarda çıkarılan çevre organda da kanser hücresi olduğu patolojik incelemede görülür.

Diğer yandan radyolojik olarak yapışma şüphesi olan ya da ameliyat esnasında bariz bir şekilde içine girmediği halde kanserin çevre organa yapışık olduğu görülen hastalarda durum farklı olabilir. Kanser hücrelerinin dezmoplastik reaksiyon denen iltihabi bir reaksiyonla da çevre organlara yapışabildiği bilinmektedir. Özellikle tümör içinde enfeksiyon gelişmişse ya da tümöre bağlı organın geri kalan kısmında enfeksiyon gelişmişse bu durum daha yüksek oranda görülür. Hastada dezmoplastik reaksiyon varsa çevre organın çıkarılması gereksiz olup ameliyatın riskini arttırabilir diğer yandan tümöre bağlı yapışıklık olduğu halde dezmoplastik reaksiyon diye değerlendirilip yapıştığı organ yerinde bırakılırsa tümör karın içinde bırakılmış olur. Bu ayrımı yapmak çoğunlukla mümkün olmamaktadır.

Her yapışıklığın kanser nedeniyle olduğunu düşünerek ek organların da çıkarıldığı ve patolojik olarak tümör olup olmadığının kontrol edildiği kolorektal kanserle ilgili bilimsel çalışmalarda gerçekte %30 kadarında tümör nedeniyle yapışıklık olduğu görülmüş. Diğer bir deyişle bariz bir invazyon olmayan hastalarda yapışmış olan organın çıkarılması %70 hastada gereksiz yere yapılmaktadır. Bu aşamada yapışmış organın çıkarılması %70 hastada gereksiz olacak fikrine odaklanmak yerine organ çıkarılmazsa %30 hastada kanser tam temizlenemez fikrine odaklanılması önerilmektedir. Yani, ameliyatta şüphe halinde kanserli organa yapışmış olan organın da çıkarılması önerilmektedir.

Kanserli dokunun yapıştığı organın çıkarılması bir bütün halinde (en bloc) olmalıdır. Örneğin rahme yapışmış bir kolon tümöründe rahim ile kolon birbirinden ayrılmadan çıkarılmalı ki tümör saçılımı olmasın. Cerrah önce kolonu ayırıp sonra rahim ve yumurtalıkları tamamen alsa dahi kanser hücreleri saçılmış olacağından tekrarlama riski çok yüksek olacaktır.
Daha önce çevre organlara yapışık tümörlerde onkolojik tedaviler ya da direkt cerrahi ile başlanabildiği bahsedilmişti. Bu aşamada organlara göre büyümüş kanserlere tedavi yaklaşımını aşağıda örneklerle bulabilirsiniz.

Mide kanseri olgularında tümör mide duvarını aşıp etrafındaki hangi dokuya yapışmış olursa olsun öncelikle kemoterapi ile tedaviye başlanır. Belli bir süre kemoterapi verildikten sonra kontrol radyolojik tetkikler yapılarak kanserde küçülme olup olmadığı kontrol edilir. İstenilen derecede küçülme olmuşsa ve yapıştığı organ da tümörle birlikte çıkarılabilecekse hasta ameliyata alınır.
Mide kanserinde gerekirse dalak, pankreas kuyruk kısmı, gövde ya da baş kısmı çıkarılabilir. Bazı hastalarda mide ile kalın bağırsak, diyafram kası, karın duvarı, karaciğer dokusu da çıkarmak gerekebilir.

Pankreas kanserinde de mide kanserine benzer şekilde çere dokulara doğru ilerlemiş kanser varlığında kemoterapi ile başlanır. Pankreas kanserinde farklı olarak anatomik özelliklerinden dolayı bazı hastalar başlangıçta ameliyat edilemez olarak kabul edilebilir. Sınırda ameliyat edilebilir olarak kabul edilen olgularda kemoterapi ± radyoterapi sonrası yeterli küçülme görülürse ameliyat gerçekleştirilebilir. Pankreas kanserinde mide, kalın bağırsak, portal ven denilen toplardamarı çıkarılmak zorunda kalına vakalar olabilir.

Kolon kanserinde çevre organlara yapışıklık olması halinde ameliyat sıklıkla başvurulan ilk tedavi yöntemi olmaktadır. Kalın bağırsak karında geniş bir alanla temas halinde olduğundan birçok organı invaze edebilir. Dolayısıyla kolon kanserini ortadan kaldıracak müdahale sırasında mide, on iki parmak bağırsağı, ince bağırsaklar, pankreas, safra kesesi, karaciğer, rahim, yumurtalıklar, mesane, dalak gibi birçok organı çıkarmak gerekebilir. Son zamanlarda lokal olarak ileri kolon kanserlerinde ameliyat öncesi kemoterapi uygulaması gündeme gelse de yaygın kabul görmemiştir. Devam eden çalışmalar sonucunda mide ya da pankreas kanserindekine benzer şekilde kemoterapi ile başlama pratiği öne çıkabilir. Diğer yandan bu hastaların genetik analizler ile değerlendirilmesini ve uygunsa immünoterapi başlanmasını öneren çalışmalar da mevcuttur.

Rektum kanseri olgularında ise çevre organlara yapışıklık görüldüğünde radyoterapi ve bazı olgularda kemoterapi de verilerek tümörün küçültülmesi kabul görmüş bir yaklaşımdır. Duruma göre 6 aya kadar uzamış tedaviler sonrası tekrar radyolojik değerlendirme yapılarak ameliyat şekline karar verilir. Rektumdaki kanserin çevre dokudaki ilerleme durumuna göre yapıştığı organın duvarı ya da tamamı çıkarılması önerilir. Rektum kanserinde prostat, seminal veziküller, mesane, kuyruk sokumu kemiği ya da sakrum kemiği, vajina, rahim ve yumurtalıklar gibi yapıların çıkarılması gerekebilir.

Hastanın vücut yapısı, tümörün büyüklüğü, cerrahın tecrübesi gibi faktörlere bağlı olarak çoklu organ çıkarma ameliyatları açık, laparoskopik ya da robotik olarak gerçekleştirilebilir.

Birden fazla oranın çıkarıldığı ameliyatlarda ameliyat süresi uzun, kan kaybı daha fazla ve yoğun bakım ihtiyacı daha fazla olabilmektedir. Ameliyat sırasında ve sonrasında komplikasyon gelişme ihtimali de daha yüksek olabilmektedir. Buna bağlı olarak hastanede yatış süresi uzayabilmektedir.

Tüm bu olumsuz durumlara rağmen etkin onkolojik cerrahi adına gerek görülen hastalarda kanserin temas ettiği tüm doku ve organlar temiz cerrahi sınır ile çıkarılmalıdır.

Rektosigmoid kanser rahim ve yumurtalıklar ile çıkarılmış hali Sigmoid kolon kanseri mesane ve karın duvarı ile çıkarılmış hali Retroperitoneal sarkom olgusunda dalak pankreas kuyruğu sol kolon ve böbrek çıkarılmış hali Sigmoid kolon kanseri karın duvarı ile çıkarılmış hali Rektum kanseri prostat ile çıkarılmış haliKanser çevre organlara ilerlemişse nasıl tedavi edilir?]]>
ERCP Sonrası Safra Kesesi Ameliyatı Riskli midir? https://www.nuriokkabaz.com/safra-kesesi-ve-yollari/ercp-sonrasi-safra-kesesi-ameliyati-riskli-midir/ Tue, 11 Oct 2022 18:23:39 +0000 https://www.nuriokkabaz.com/?p=29 ERCP, safra yolu taşlarının endoskopik yöntemle temizlemesi işlemidir. Birçok hastada kaynak safra kesesi taşları olduğundan safra kesesinin ameliyatla alınması gerekebilmektedir. ERCP sonrası ameliyat olmayan hastalarda safra kesesi, safra yolu ve pankreas problemleri daha fazla olmaktadır.

ERCP Sonrası Safra Kesesi Ameliyatı Riskli midir?]]>
ERCP, genellikle safra yollarındaki tıkanıklıkları veya safra taşlarını çıkarmak, safra yollarında daralmaları açmak veya safra yollarındaki diğer problemleri teşhis etmek için kullanılan bir prosedürdür. Bu işlem sırasında, bir endoskop kullanılarak ağızdan girilir, mideye ve onikiparmak bağırsağına ulaşılır ve buradan safra yollarına erişilir. Ardından, özel bir boya enjekte edilerek röntgen cihazı yardımıyla safra yollarının görüntülenmesi sağlanır.

ERCP işlemi genellikle başarılı olmasına rağmen, bazı komplikasyonlar da meydana gelebilir. Bu komplikasyonlar şunları içerebilir:

  1. Pankreatit: ERCP’nin en sık görülen komplikasyonlarından biri pankreatittir. Pankreatit, pankreasın iltihaplanmasıdır ve ağrı, mide bulantısı ve kusma gibi semptomlara neden olabilir.
  2. Kanama: İşlem sırasında veya sonrasında, safra yollarının veya pankreasın zarar görmesiyle kanama meydana gelebilir.
  3. Enfeksiyon: Endoskopun kullanımı sırasında veya sonrasında enfeksiyon gelişebilir.
  4. Safra kaçağı: Endoskopun kullanımı sırasında safra yollarının zarar görmesiyle safra kaçağı oluşabilir.

ERCP sonrasında safra kesesi ameliyatı yapılması gerektiğinde, ameliyatın kendisi de riskler içerebilir. Bunlar arasında enfeksiyon, kanama, safra yolları veya komşu organların yaralanması, safra kaçağı ve anesteziye bağlı komplikasyonlar bulunur.

Ancak, her iki işlem de genellikle uzman ve deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirildiğinde başarılı olabilir. Riskler, hastanın genel sağlık durumu, yaş, eşlik eden diğer sağlık sorunları ve ameliyatı yapacak ekibin deneyimi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

ERCP Sonrası Safra Kesesi Ameliyatı Riskli midir?]]>